Bir düşünün, hayatınız boyunca kaç kez ”imkansız” kelimesini duymuşsunuzdur?

* Bu sınavı kazanman imkansız?
* Bu kriz döneminde iş bulman imkansız?
* Terfi etmen imkansız?
* Bu şirkette maaşına yüksek zam alman imkansız?
* O insanla iyi geçinmen imkansız?
* Hayalindeki gibi bir sevgili/eş bulman imkansız? Vb.

Bu liste böyle uzar gider. Bir düşünün bunlardan bir veya birkaçını hayatınızda kaç kez duymuşsunuzdur. Eğer ben hayatımda içerisinde ”imkansız” geçen hiç cümle duymadım diyorsanız inanın bana dünyadaki en şanslı kişi sizsiniz, sabotajcılar olmadan kazandığınız başarılarınızın tadını çıkarın.

Günlük yazı dilinde kolayca yazdığımız için ‘imkansız’ olarak kullandığımız bu kelimenin doğru yazılışı; Türk Dil Kurumuna göre ‘imkânsız’ ve sözlük anlamı ise ‘Olma ihtimali bulunmayan, olanaksız’ dır. Bu hafta boyunca en çok düşündüğüm konulardan biri bu oldu. Bir şeyin imkansız olduğunu bana söylendiği için kabul edeceğim ama kime göre neye göre imkansız? Ne zaman ve nasıl öğreniriz istediğimiz bir şeyin imkansız olduğunu? Bebekken ve çocukken olamaz zira o yaşlarda her şeyin mümkün olduğuna inanırız, sınırlarımız yoktur, her yeni şeyi keşfetmeye bayılırız. Korkusuzca sadece deneriz. Başarılı olmak ya da olmamak konusunu bile belki de bilmeden keyif alarak deneriz her şeyi yapmayı. O zaman ‘imkansız’ lık bize öğretilmiş olmalı. Nelerin imkanlı nelerin imkansız olduğunu önce anne babamızdan, sonra arkadaşlarımız, komşu ve akrabalarımızdan öğreniriz. Peki onlar neyin başarılıp neyin başarılamayacağını nereden öğrenmişlerdir? Ben cevabı kendi adıma buldum. Referans noktası hep bir başka insanın söyledikleri oluyor. Onun referans noktası da yine çevresinde gördüğü bir örnek oluyor. Dolayısı ile aslında biz, birçok kişi tarafından sorgulanmadan/denenmeden imkansızlığı kabul edilmiş hayallerimizden, hedeflerimizden sırf birileri ‘imkansız yapamazsın’ dediği için vazgeçiyoruz.

Ben uzun yıllardır biri bana ‘imkansız’ dediğinde ‘neden imkansız olsun?’ diye karşı soru soruyorum. Cevap genelde ‘Bir arkadaşım da denemişti başaramadı’ oluyor. ‘Bir başkasının benim hayal ettiğim şeye ulaşamaması benim de başaramayacağım anlamına gelmez. Yeterince ister ve o yönde çalışırsam ben başarabileceğime inanıyorum.’ diyorum. Siz de bugünden itibaren benzer bir durumla karşılaşırsanız sorun… Çünkü hiçbir şey imkansız değildir. Hayatlarımızda yeterince istersek her şeyi başarabiliriz. Çevrenize bir bakın bu teknoloji çağında her şey bu kadar imkanlı iken sizin isteğinize ulaşmanız neden imkansız olsun ki!

Hayatınızda değişmesini istediğiniz, hayal ettiğiniz her ne ise kendinize öncelikle şu soruların cevabını verin. ‘Bunu neden istiyorum, başarmak için neye ihtiyacım var, elimde neler var?’ Cevapları bulduktan sonra hedefinizi netleştirip oraya ulaşmak için bir plan yapın ve çalışmaya hemen başlayın yarın, yarından sonra veya önümüzdeki hafta değil!

Belma Özkan

Share:
Written by BELMA ÖZKAN
Hakkımda 1974 İzmir Doğumlu Gazi Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü mezunu olan Belma Özkan, üniversite yıllarından itibaren Kişisel Gelişim, Yoga ve Meditasyonla ilgili çalışmalar yapmış, 2010 yılından itibaren profesyonel olarak bu alanda kariyerine devam etmek amacıyla Profesyonel Koçluk, NLP, Mindfullnes başta olmak üzere ayrıca, Enerji Terapileri, Yoga, Ayurvedik Beslenme ve kişisel gelişimde bir çok uzman uygulayıcı olmak için birçok profesyonel eğitime katılmıştır. Halen bu alanlarda kişilere ve kurumlara eğitim vermeye devam etmektedir. Eğitim almanın ve vermenin kendisi için vazgeçilmez bir yolculuk olduğunu her daim vurgulayan Belma Özkan; Üniversite eğitiminin ardından Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Yüksek Lisansı ile akademik kariyerine devam etmiştir. Halen aynı üniversitede Bağımlılık ve Rehabilitasyon Yüksek Lisansına devam etmektedir. 2012 yılından bu yana aldığı eğitimlerin tamamını kullandığı sistemlerden yola çıkarak deneyimlerini bireylere ve kurumlara aktarmaktadır.